top of page
avbulentokutan

4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davaları


• tapu sicili • iptal davası • bilirkişi kurulu • tazminat davası • davanın kabulü • kısmi dava

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 25.07.2013 tarihli dilekçe ile, .... mahallesi, 1 ada 3 parsel sayılı 657,00 m² yüzölçümlü taşınmaz vekil eden adına kayıtlı iken, asliye hukuk mahkemesinin 2012/85 E. - 2012/169 K. sayılı ilâmı ile kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından bahisle tapu kaydının 454,60 m2'lik kısmının bedel ödenmeksizin ellerinden alındığından, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kısmî dava olarak 10.000-TL tazminat istemiyle dava açmış, ıslah suretiyle talep miktarını 750.090,00 TL ye arttırmış, ıslah harcını da yatırmıştır.

Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 730.000,00 TL tazminatın 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/85 Esas 2012/169 Karar sayılı ilamının kesinleşme tarihi olan 03/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan iki katlı evin 18,59 m2'lik kısmına ilişkin tazminat talebinin geri alması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve davacı kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 18/05/2016 tarih, 2015/16136 E. - 2016/5847 K. sayılı ilamı ile davacının temyiz itirazlarının reddine, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Davacı kişi vekilinin temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2)Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yönünden;

Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Yenimahalle Mahallesi 1 ada 3 parsel sayılı 657,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın yapılan tapulama sırasında çapa bağlanarak kişiler adına tespit edildiği, tapu sicilinde davacı adına kayıtlı iken Hazine tarafından açılan tapu iptal davasında... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/04/2012 gün ve 2012/85 esas-2012/169 karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilerek taşınmazın 454,00 m2'lik kısmının tapusunun iptaline karar verildiği, hükmün 03/06/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı TMK.nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4 - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4 - 349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; Tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK m. 1007 anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında, davacıya ait tapu kaydının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle kısmen iptal edildiği, her ne kadar kıyılar özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespiti düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişiler adına oluşturulduğu, daha sonra satış ve intikaller ile davacının sahibi olduğu, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin gerektiği kuşkusuzdur.

Ne var ki, hükme dayanak alınan denetime elverişli 08/01/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın tapusunun iptal edilen kısmı için belirlenen 704630 TL tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

Kabule göre de; davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde red edilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.” gereğine değinilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 704.630,00 TL'nin... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/85 E. -2012/169 K. karar sayılı ilamının kesinleşme tarihi olan 03/06/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.

Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 23/03/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.

7 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page